Profesör. Dr. Serdar Yol, son yıllarda mide kanseri vakalarında artış olduğuna dikkat çekerek, hastalığın hiçbir belirti vermeden ilerleyebildiğini söyledi. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Yol, mide kanserinden korunmak için her gün aşırı tuzlu ve salamura yiyeceklerden uzak durulması gerektiğini söyledi.
“DÜNYADA EN SIK GÖRÜLEN İKİNCİ KANSER TÜRÜ”
Mide kanserinin dünyada akciğer kanserinden sonra en sık görülen ikinci kanser türü olduğunu belirten Prof. Son yıllarda mide kanseri riski erkeklerde daha yüksek olmakla birlikte, kan grubu A olan kişilerde, sigara içenlerde ve obez kişilerde hastalık çeşitli nedenlerle gelişebilmektedir.
Bu nedenlerden bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz; Hazımsızlık, şişkinlik ve mide ülserine neden olan “Helicobacter pylori” adı verilen bakteri türünün tedavisinin ihmal edilmesi, mide sinirleri geçmişte kesildiği için midede uzun yıllar asit salgılanmaması, tütsülenmiş yiyecekler (mide bulantısı görülme sıklığı) Japonya'da mide kanseri yüksek), genetik yatkınlık, kişide gastrit ve B12 vitamini eksikliği ve mide polipleri olduğunu söyledi.
“ÜST KARIN ŞİŞMESİ, HIZLI Yorgunluk ve Bulantıya Dikkat”
Mide kanserinin bazen belirti vermeden de ilerleyebildiğini vurgulayan Prof. Dr. Serdar Yol, dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıraladı:
“Mide kanseri bazen hiçbir belirti vermeden, sinsice ilerleyebilmektedir. İleri evrelerde belirtiler ortaya çıktığında hasta ameliyat olma şansını kaybetmiş olabilir. Öte yandan karnın üst kısmında şişlik, ağrı, çabuk doyma, iştah kaybı da görülebilir. Mide bulantısı, kusma, hızlı kilo kaybının eşlik etmesi, anemi (kansızlık), dışkıda gizli kan testi yapılması hastalığın başlıca belirtileri arasında yer alıyor. Ancak bu bulguların hepsinin ortak olması ve günlük yaşamda sıradan rahatsızlıklara yol açabiliyor. Doktora başvurunun gecikmesi, hastalığın erken teşhisi, ileri evrede teşhis edildiğinde cerrahi müdahale açısından avantaj sağlar, yayılma riski, hastalığın ameliyattan önce kesin olarak tedavi edilmesi ve kanserin gerileme ihtimalini azaltır. Amaç ameliyat imkanının elde edilmesidir, “palyatif” adı verilen cerrahi yöntemler uygulanır. Kanser tedavisi uygulanmaz ancak hastanın yeme ve içme alışkanlığına devam etmesine izin verilir.”
“Ameliyattan sonra hiçbir önlemi BIRAKMAYIN”
Hastayı tedavi etmek için cerrahi yöntemler kullanıldığında midenin büyük bir kısmının veya tamamının çıkarıldığını söyleyen Prof. Dr. Serdar Yol, şöyle konuştu: “Böyle bir ameliyattan sonra hastaya sık sık, küçük porsiyonlarda yemek yemesi, yiyecekleri çok iyi çiğneyip yutması önerilir. Ameliyat ve mide kanseri tedavisi sonrasında hastada 'Ben' düşüncesi oluşmamalı. Ameliyat oldu ve hayatta kaldı' ve düzenli kontrollere devam etmesi gerekiyor.”
“TEDAVİDE GECİKME BAŞARI ŞANSINI AZALTIR”
Mide kanserinde tedavi başarısının kanserin tespit süresine, tespit aşamasına, hastanın yaşına, eşlik eden hastalıklara, lenf bezleri ile çevre ve uzak organların tutulumuna bağlı olduğunu vurgulayan Prof. Dr Yol, şunları söyledi: “Erken teşhis ve tedavi ile 5 yıllık hayatta kalma şansı yüzde 90-100 iken, ileri evre kanserlerde bu oran yüzde 15-25'e düşüyor. Konuşmasını şöyle tamamladı: “Her gün aşırı tuzlu ve salamura yiyeceklerden kaçınmak, ızgarada pişirilen yiyeceklerden uzak durmak, bol miktarda taze sebze tüketmek, fiziksel aktiviteyi ihmal etmeden ideal kiloyu korumak tedavinin başarısını artıran önemli faktörlerdir. hastalığın.” (IHA)